-
İstanbul Semaları’ndan
İstanbul semalarından süzülen kuşlar izlerdi aşıkları gökyüzünden. Galata’da edilen teklifler, Kız Kulesi’nde kavuşan aşıklar uzaktan bakınca bir ressamın kalemini andıran bir tablo gibiydi. Biz kaybolmuş yolumuzu arıyorken Boğaziçi’nde selam dururdu dalgalar. Rüzgarlar sana eserdi, yağmurlar bana yağardı. Moda sahilinde yazdığım dizelerin anısı Boğaz’ın eşsiz cümbüşünde anlam kazanıyordu. Havalimanından kalkan uçaklarda bile seni görüyordum, uçağın camından bakıyor gibiydin. Uzaklara açılan bir kapının arkasında sanki bir daha dönmeyecekmiş gibi hüzünlü ve umutsuz gözlerinle izliyordun. İstanbul bizi taşıyamıyordu… Beyoğlu caddeleri yolunu izliyordu her gece Diyorlardı: -Bizi seninle anlamlı kılardı; sen onsuz yapamıyorsun, biz sizsiz yapamıyoruz. Vapurların üstünde uçuşan martılar bile bizi arıyordu İstanbul semalarından çizilen resimlerde gözlerin vardı, sevgimiz vardı, biz vardık…
-
Anlatılamayan
Yağmurların yağmadığı bir gece doğuyordu Rüyamda tutarken ellerinden, koşarken sahilde Çığlık çığlığa uçan martılar eşliğinde Ellerimiz buluşuyordu Ellerini tutan ellerim biliyordu ya Seni ne kadar sevdiğimi, özlediğimi Seni ektiğim -yeşer diye- çiçek bahçelerimi Sevgimizin güzelliği fazla geliyordu bu dünyaya Kurumaktaydın, Yağmursuz bir gecede ekmiştim seni Solmaktaydın, Tutamıyordum ellerini Gündüzüme doğan güneş, Seni önemsizleştiriyordu Rüyalarımda gördüğüm güzel yüzlü eş, Seni ölümsüz kılıyordu Ama seni sevemiyordum, Aslında bir o kadar da çok seviyordum ki Sana anlatamıyordum, kendimi anlamıyordum Çünkü seni öyle çok özlüyordum ki Artık hayatımda yeşillenmeliydin Çünkü ben de kuruyordum Sensiz kaldığım her yağmurda düşüyordum Kollarımda yeniden beni sevmeliydin… “Sensizken, benliğimden kopuyordum. Sensizken…
-
Kıyam’et
Yaşamak dağınık mıdır? Kanarım, gözlerime bakarsan. Dokunma bana, ağlatırsın. Aldatırsın. Yağmurun gökyüzünden düşüp, yeryüzüne çarpıp sekmesi gibi. Bu aşksızlık. Yanılırsın. Ki zaten, gökyüzü ile yeryüzü ancak yağmurlar sayesinde kavuşabilirdi. Kıyamet kopuyor, indir silahları. Yıldızlar bile kaçacak yer bulamıyor. Öyle sağır eden bir sessizlik ki. Acını bile duymuyorsun. Yapma boğulursun. Sipsiyah bir duman, gök çatlıyor farkında mısın? Düşüyor yıldızlar. Tut elimi, bilmeliyim bir kez olsun. Uyuyor çocuklar. Şeytanlar uyanıyor. Dokunma fazla. Göz yaşları kuruyor, Akıp akıp geri geliyor. Ben ağladıkça, gökten düşüyor. Gözlerini dikiyor hayat bize. Güzel olan ne varsa, Kötüye çevriliyor, sırf aşksızlıktan.. Kıyamet kopuyor anla. Yavaş yavaş içimde. ”İçimde son kalan duygu zerresi olana kadar dönecek dünya. Bittiğinde bitecek…