-
Kırgınlıklar da Konuşur…
Dayanamıyorum, bu kez olmuyordu. İçimde bir huzursuzluk vardı, atamıyordum dışarı… Kime gideceğimi, sarılacağımı bilmediğim bir gecenin içindeydim yine. Biliyorum, çaresizim ve bunu kabul ediyorum. Bu hayat bana ağır işte! Ruhumun esintisi beni sürekli oradan oraya savuruyor, görmüyorsunuz. Görmüyor da değilsiniz, görmek istemiyorsunuz. Bu hikayenin sonu böyle bitecekti madem, neden bu kadar his yaşandı? Cevabı olmayan sorular ne de güzel değil mi? Bir veda busesinde hayat bulmak kadar güzel olan yaşamın içindeki bir fırtınada sallanan bir gemi gibiyim ama. Öyle bir gemiyim ki gökyüzünde kürek çekiyorum… Düşünüyorum, hayal gücüme sığmayan bir sürü nokta olduğunu fark ediyorum. Buzdağının görünmeyen kısmında kaybolup görünen kısmını bulamayan bir kaptanım işte. Duygularımın denizindeki derin boşluk işte…
-
Sesler ve Teller
Teller, acının sesini dinliyordu Sesler ise çaresiz telleri anıyordu Sessiz gecenin serin saatleri artık yordu Sanki üst üste gelmiş yıllar adeta bir ordu Her geçen yıl bir ruhun içinde bir anı Ruhun telleri acımaz unutur elleri Kaldırımların sustuğu yerde açan gülleri Hatırlamak gibi geçen giden bir son anı Sesler, ardı arkası gelmez bir şekilde yankılanır Ve sessizliğin ölümünde bir ışık aydınlanır Güller topraktan çıkmış, sonsuzluğun yolunda Susan tellerdeki kuşların cıvıltısı kimin umurunda “Susarak aradığın geceler senin miydi biliyor muydun? Düşündüğün her gece, aklında yankılanan her ses ve sana kendini gösterdiği her aydınlık; hiçbiri senin değildi. Sen onun ruhunda yürüyen hiçler alemindeki bir yolcu olarak yaşıyordun ve sen…
-
EVRENİN DUYGUSAL KARMAŞASI
Sonsuzluğun umutsuz bekleyenlerinden biri de ben olmak istemezdim ama oldu. Aradığım yolların ve sessizce çalan telefonların arkasına saklanmaktan korktuğum yerdeyim. Sende olduğumun farkında olmadan beklediğim gecelerde yıldızların karmaşasındayım. Belki de en güzel kadınların bile gözyaşı döktüğü dünyada bana neyin ya da nelerin sevgisizliğinden bahsediyorsun. Yorgun olduğumuz ya da yorgunluğun diz çöktürdüğü yerlerde bulduğumuz anılarımız var bizim. Devrik cümlelerimden anlayamadığın karmaşayı gecenin karanlığından nasıl anlayacaksın? Sormak istediğim o kadar acının içinde bir kadının dağılan hayallerinin listenin en başında yer alması kime göre ya da neye göre yabancı geliyor. Bunları anlatsan bana hangi antik çağın vazgeçilmez sebepleri arasındadır. Bir savaşın en şiddetli anında zamanın durup da sadece acılara odaklanması benim yazdıklarımı mantıklı…