
Diktim yaşlı gözlerimi göğe
Yıldızları izledim çaresizce
Suskun sokakların, karanlık ışıklarında dinlendim
Kalbimde bekledim, senin ışığının yanmasını
Hayallerimdeydin, özlemimde öldürüyordun beni
Yaşatmadın hiç, öldürdün günbegün
Kalbimde yaşayan seni, evsiz bıraktın
Özleminde öldürdüğün nefesimi, hevessiz bıraktın
Gidiyorsun şimdi
Sırtını dönmüşsün hayata, hayatımıza
Almışsın bavulunu, toplamışsın hayallerini
Hayalsiz kalmaya gidiyorsun, hayalimden gidiyorsun
Gökyüzünün ağırlığında boğuluyordum
Sanki bir denize batmış gibi dibe gömülüyordum
Güllerle kaplı bahçelerimizde, dikenlerin üzerine atlıyordum
Yanaklarının kızarıklığından güzel güllerde gülüyordun…
Gidiyorsun, biliyorum
Kalbimde bıraktığın dikişsiz yarayla gidiyorsun
Yorgun bıraktığın ruhumla baş başa bıraktın
Kalbimi, kalpsiz bıraktın
Gidiyorsun…
Canımdan eksilen canım
Gidişin, gözümde kederli bir pencere
Yaşlarla dolu, kapanmayan bir pencere
Baktıkça seni yaşatıyor, sürgüne gidiyorum
“Git, lütfen git. Seni seviyorum ama sensiz seni sevmiyorum, hatırlamak istemiyorum. Beni daha fazla öldürmeden git, ölüp daha da sensiz kalmak istemiyorum. Nefes almak istiyorum, anlamsız gökyüzünde boğulmak istemiyorum. Sadece kalbimde daha fazla durma, uzaklara git, çok uzaklara…”